23 Kasım 2008 Pazar

kırmızı sızıntı

1 yorum:

ürk dedi ki...

bu konu beton yüzeydeki çatlakları ilgilendirir, yapının sahibi avcuyla yeniden ve yeniden ve yeniden sıvar alçıyla, ama her yağmurda, her gece yağmurunda, bulutların kaldırımı her ıslatma teşebbüsünde, her ıslandığımızda... çatlaklar yeniden belirdi ve bu yapının birkaç tahtası eksik olabilir, yada yapı sahibinin, ustanın, mimar? mimar denemez, iyi şeyler çağrıştırmadı. her neyse. yalnız gece görüşlü kameralarla gözlenebilen yeşil organizmaların gece boyunca, yağmurlu bir gece, K anıtını sardıkları görüldü. bu anıtı değil, görüşü bozan bir etki yarattı gören ve bakan, bakıp görmeye çalışan yada hep zaten yanlış görmeye... otomatik cevaplarla ilgili sorun, yada dokunduğunuzda size tüm özgeçmişini anlatacak oyuncaklar. zemberekleri paslıdır ve vidaları söktüğünüzde her yerinize kırmızı bir sızıntı bulaşır. sızıntı? akıntı? ve onlar ele geçirdiklerinin beyinlerini bir sivilce gibi sıkarlar, fışkıran kıvrımlar özel bir kaba konur ve kasaba kasaba dolaştırılır. neden? neden?
anılara ihtiyacın yoksa ve hey! eugene, o baltaya dikkat et lanet olası. anılara ihtiyacın yoksa, gözünü diktiğin o şey, o beton yığını, o gri kütle, yada belki... renk alıcıları, adı her neyse, gözünde bazı şeyler bozulmuştur. renkler akıp gitmiştir tüm yağmurlarla birlikte. ve gri tek başına, bu bozkırın ortasında dikilir. elinde yine gri bir kılıç vardır, tüm ışık huzmelerini ikiye keser, renkli kısım toprağa düşer ve can verir, gri kısım (?) griliği besler. bir döngüye hayat veririz, şafak en az gece kadar grileşir ve bakınca göreceğin birşey kalmaz. anıtlar anılar içindir, anılar...