15 Ekim 2008 Çarşamba

tüm zorlukların atıldığı kenar

1 yorum:

ürk dedi ki...

nefis bir öğle yemeği için mükemmel bir koku... şimdilik boğaza serpiştirdiğimiz mıcır tanelerinin avcumuzdaki kader çizgilerine terimiz sayesinde yapışması... ve anlam verme çabası yayılma uğraşları gösterdiğinde, tüm eş anlamlı kelimeler aynı cümle içinde birbirini öldürdüğünde ve anlam tüm ölümlüler gibi kefenlendiğinde... onu tüm zorlukların atıldığı kenara koyarız...biz cinayetten yenmiş tırnaklardan bahsedermiş gibi bahsederiz ve o canavar arsızlaşıp parmaklarımıza dadandığında, tüm adanmış şeyler adına, dada zırhlı o pancar arabası sürücüsü çıkar gelir tüm tarlaların başından. çok kez kafasını kırdı bu daracık zihinde anlam aramaya çabalayanlar. çünkü dedem ona, o tavan arasına, iki ev yapılacak kereste harcadı. her eğildiğinde kafan yarıldı, yada her adımında topuklarına çivi saplandı. zaten kımıldayamazdın bir kere oraya girdiğinde, orası tüm zorlukların atıldığı kenar olmalıydı. şimdi, aklımızda kalan bir anı, ortaköyde kumpircilerin bir patates arasına koyabilecekleri herşeyle ilgili, ve renkli deniz tırtılı, ondan türeyen kocaman deniz kelebeği ve onun taşıyabileceği ağırlıkta menekşe tohumları. bu sahilden veya diğerlerinden dökebilirsiniz içlerini, çünkü bu denizin dibi tüm zorlukların atıldığı kenar olmalı. tüm berrak sular, onların derinlikleri ve diplerinde yosunla kaplanmış herşey korkutur sizi. ah bi de sabahın bu saatinde hangi amaçlarla ele geçirdiğimi bilseniz bu aleti... gece, özellikle bu saatler... tüm zorlukların atıldığı kenar olmalı... bakın buradayız, ne kadar zor olabileceğimize dair bir fikir edinecek kadar uğraşmadan fırlatıverdiler... hayır, yakınmıyorum, alttan denize işeyenlere bakıyorum, mıcır doluşuyor ceplerime... yada her neyse...