elektrik: sözümüzü katleder, geceyi kızdırır, lastik tabanlara küfreder ve tüm post-it'lerde sarı lekeler bırakır. gece için saf olmak gerekir, kafeinle doldurulmuş damarlar tüm o ışık hızında koşturan şeylere yetişmenizi engeller. yada alkol, hatta uyuşturucu. biz geceye en saf şekilde başlarız, tüm kıyafetlerimizi çıkarır ve onu elektriğe giydiririz. aynı zamanda zaman oynamaya başlar, aynalar yere iner ve biz kırıklardan bir çöl icat ederiz. tüm kumu halı tüyleri arasında inşa ettiğimiz sığınağın üstüne serper, karesi her geçtiğinde bir kum fırtınası uydururuz aklımızdan. bir kadını yolundan döndürüyorsan yada onu affediyorsan, yine bir şekilde birlikteyseniz ve sizleri ayıran herşey yine tüm dişleriyle varlığını hissettiriyorsa, ıslık çalan kokteyler hazırlanır, saç derisi yakmayan kolonya avuca dökülür, tüm kadere el açılır ve kalakalmaları bölüşürsünüz canım cicimlerle. bir isim bulmak için henüz çok gencim ama tüm didinmeye kaçış dediğimde tüm didinmem bir anda kaçıştı benden uzağa. ben çizgi film mimikleriyle şaşırırım hala, çenem yere düşer, dilim kırmızı halı gibi yere serilir ve boğazımın derinliklerinden tüm zamanların yıldızı çığlığım çıkar tüm ihtişamıyla. akar sularda yüzen tüm kütüklere dua ederiz, şiir gibi olan şiirden hoşlanmayız ve gözümüz hep dışarıda kalır. biri geceyi söndürür neskafe bardağında, bir diğeri uyku ilacı raptiyeler karaciğerine ve bantlar yapışkanlıklarını sorguladığı anda yere düşer tüm posterler. dedem uykuyu kandırmak derdi, ben bunun üzerine bir sürü yalan istifledim ve başkalarının neskafeleri ıslatmasın diye naylonla örttüm üzerini. bir başka şeye, evet, utanmazca, bir kadına da aynı ilgiyi gösterdik ve sonunda sığınağa koşmak zorunda kaldık. halıyı beslemesi umut edilen tüm küller kapı komşumdu, birkaç organizma, iplikçikler, adını bilmediklerim, bazı sayıklamalarım, bombardımana beraber dayandık. dünya haritasını yaysanız halıya, sığınağımız dresden'in olduğu noktaya denk gelir. daha iyi anlatamazdım sanırım, yüce aferinler arasında en kuvvetli bağımlılığa kulaç atabiliriz, rüyaları enjekte ederken kolumuzdan kendi ninnimize playback yaparız ve tüm yanılsamalar adına yüz üstü uzanırız yatağa. yada (da ayrı, dada apayrı) başka bi şey...
1 yorum:
elektrik: sözümüzü katleder, geceyi kızdırır, lastik tabanlara küfreder ve tüm post-it'lerde sarı lekeler bırakır. gece için saf olmak gerekir, kafeinle doldurulmuş damarlar tüm o ışık hızında koşturan şeylere yetişmenizi engeller. yada alkol, hatta uyuşturucu. biz geceye en saf şekilde başlarız, tüm kıyafetlerimizi çıkarır ve onu elektriğe giydiririz. aynı zamanda zaman oynamaya başlar, aynalar yere iner ve biz kırıklardan bir çöl icat ederiz. tüm kumu halı tüyleri arasında inşa ettiğimiz sığınağın üstüne serper, karesi her geçtiğinde bir kum fırtınası uydururuz aklımızdan. bir kadını yolundan döndürüyorsan yada onu affediyorsan, yine bir şekilde birlikteyseniz ve sizleri ayıran herşey yine tüm dişleriyle varlığını hissettiriyorsa, ıslık çalan kokteyler hazırlanır, saç derisi yakmayan kolonya avuca dökülür, tüm kadere el açılır ve kalakalmaları bölüşürsünüz canım cicimlerle. bir isim bulmak için henüz çok gencim ama tüm didinmeye kaçış dediğimde tüm didinmem bir anda kaçıştı benden uzağa. ben çizgi film mimikleriyle şaşırırım hala, çenem yere düşer, dilim kırmızı halı gibi yere serilir ve boğazımın derinliklerinden tüm zamanların yıldızı çığlığım çıkar tüm ihtişamıyla. akar sularda yüzen tüm kütüklere dua ederiz, şiir gibi olan şiirden hoşlanmayız ve gözümüz hep dışarıda kalır. biri geceyi söndürür neskafe bardağında, bir diğeri uyku ilacı raptiyeler karaciğerine ve bantlar yapışkanlıklarını sorguladığı anda yere düşer tüm posterler. dedem uykuyu kandırmak derdi, ben bunun üzerine bir sürü yalan istifledim ve başkalarının neskafeleri ıslatmasın diye naylonla örttüm üzerini. bir başka şeye, evet, utanmazca, bir kadına da aynı ilgiyi gösterdik ve sonunda sığınağa koşmak zorunda kaldık. halıyı beslemesi umut edilen tüm küller kapı komşumdu, birkaç organizma, iplikçikler, adını bilmediklerim, bazı sayıklamalarım, bombardımana beraber dayandık. dünya haritasını yaysanız halıya, sığınağımız dresden'in olduğu noktaya denk gelir. daha iyi anlatamazdım sanırım, yüce aferinler arasında en kuvvetli bağımlılığa kulaç atabiliriz, rüyaları enjekte ederken kolumuzdan kendi ninnimize playback yaparız ve tüm yanılsamalar adına yüz üstü uzanırız yatağa. yada (da ayrı, dada apayrı) başka bi şey...
Yorum Gönder